top of page

NAFAKA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN İHLALİ SUÇU (İİK. Md. 344)

  • Av. Harika Emine ERYİĞİT ASLAN
  • 26 Oca 2023
  • 4 dakikada okunur

Nafaka: evliyken, boşanma davası sürerken veya boşanma davası neticelendikten sonra maddi güçlüğe düşecek olan eşin talep etmeye hakkı olduğu ve her ay düzenli olarak ödenmesi gereken maddi yükümlülüktür. Nafaka borcu aile hukukundan kaynaklanan kişisel bir borçtur, devredilemez, ölümle sona erer ve mirasçılara geçmez. Nafaka miktarını e

şler aralarında yapacakları bir anlaşma ile belirleyebilir. Anlaşmalı boşanmada bu husus protokolde yer alır. Aile Mahkemesi’ne yapılacak başvuru ile nafaka talep edilebilir.


Nafakanın 4 türü vardır: Tedbir Nafakası – İştirak Nafakası – Yoksulluk Nafakası – Yardım Nafakası


Maddi güçlüğe düşen eşin mahkemeden nafaka talep etmesi sonucunda tarafların maddi durumuna uygun düşecek ölçüde mahkeme uygun bir nafaka tutarına hükmeder. Mahkemenin boşanma davası sürerken nafaka ödenmesine karar verdiği durumlarda dava süresince ödenen nafaka tedbir nafakasıdır. Diğer nafaka türleri mahkemenin yargılama sonucunda verdiği kararla belirlenirken, tedbir nafakasında boşanma davası sürerken ara karar niteliğinde tedbir nafakası miktarının belirlenmesi söz konusudur. Ayrıca tedbir nafakasına hükmedilirken kusur durumu nazara alınmaz, ağır kusurlu olan taraf dahi tedbir nafakası talebinde bulunabilir ve bu talebi maddi zorluğa düştüğü de sabit ise müspet şekilde sonuçlanacaktır.

Bu yazımızda değineceğimiz asıl unsur Nafaka Ödeme Yükümlülüğünü Yerine Getirmeyen taraf hakkında nasıl bir yol izleneceğidir. Öncelikle mahkeme eğer tedbir nafakasına hükmetmiş ise, kendisine nafaka ödenmesine karar verilen taraf bu ara kararı icra kanalıyla karşı tarafa yöneltir. Yapılacak icra takibi mahkeme ara kararına dayandığı için 7 örnek genel haciz yolu ile icra takibi şeklinde açılacaktır. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz diğer nafaka türleri ise yargılama sonucunda verilen ve kesinleşmesi gereken kararlar olduğundan ilamların icra edilmesine dair prosedür işletilecektir.


NAFAKAYI ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ İHLAL SUÇU TÜM NAFAKA TÜRLERİNDE OLUŞUR.


Bununla birlikte Yüksek Mahkeme, bu suçun oluşabilmesi için bazı kıstaslar belirlemiştir. Buna göre birikmiş nafaka borcu adi borç niteliğinde olduğundan birikmiş nafaka ödememek suç teşkil etmez.(Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 12.06.2007, 2336/2258 – Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 1881/5558)


BİRİKMİŞ NAFAKALARIN ÖDENMEMESİ SUÇ TEŞKİL ETMEZ.


Ancak nafaka borçlusuna hem birikmiş nafaka hem de aylık nafaka için gönderilen icra emri suçun oluşması için yeterlidir. Yani biriken ve aylık nafaka için birlikte icra takibi yapmak yeterli olur. Ancak mutlaka ödeme emrinde “devam eden aylar” ibaresi de bulunmalıdır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 31.05.2005, 4215/436)

Tedbir nafakasını ödememek de İcra İflas Kanunu 344. Maddeye göre suç teşkil eder. Anlatılan suçun kanuni dayanağı aşağıdaki şekildedir:


Nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezası

Madde 344 – (Değişik: 31/5/2005-5358/15 md.) Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir. Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.


NAFAKA BORCU İÇİN YAPILAN İCRA TAKİBİNDE MUTLAKA BORÇLUYA DA TEBLİGAT YAPILMASI GEREKİR.


Suçun oluşması için bir diğer gerekli olan unsur, nafaka alacağına ilişkin yapılan icra takibindeki ödeme emri bizzat nafaka borçlusunun kendisine tebliğ edilmelidir.


SUÇUN OLUŞMASI İÇİN İSE GÖNDERİLEN BU TEBLİGAT ÜZERİNDEN 1 AY GEÇMESİ GEREKİR.


Suç konusu ay ise ödeme emri / icra emri tebliğ edildikten sonra işleyecek olan aylardır.


Nafaka borcunu ödememe suçundan dolayı mahkûmiyet kararı verilebilmesi için, borçlu vekiline icra emri tebliğ edilmesi yeterli olmayıp, ayrıca borçluya da icra emri tebliğ edilmiş olması gerekir. Çünkü borçlu vekiline gönderilen tebligat icra takibi açısından kesinleşme sağlayacak ise de, borçluya tebligat yapılmaması nedeniyle borçlunun cezai sorumluluğu doğmayacaktır.


GERİYE DÖNÜK OLARAK EN FAZLA 3 AY ÖDENMEMİŞ NAFAKALAR İÇİN ŞİKÂYETÇİ OLUNABİLİR.


İcra ve İflas Kanunu 347. maddesinde “Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer.” hükmü yer almaktadır. Buna göre icra takibi açılıp, borçluya tebligat yapıldıktan sonra takibin kesinleşmesinden itibaren 3 aylık nafakalar için şikâyet hakkı doğar.

Örneğin icra takibi 17.10.2021 tarihinde açılmış olsun ve borçluya ödeme emri 20.10.2021 tarihinde tebliğ edilsin. İcraya koyduğumuz nafakanın başlangıç tarihi de 15.03.2021 olsun. (Lehinizde nafakaya hükmedilecek ise eşinizin nafaka ödeme yükümlülüğün başlangıcı dava tarihidir.) Buna göre her ayın 15’inde nafaka borçlusunun size ödeme yapması gerekir. Nafaka yükümlülüğünün ihlali suçu için şikayet tarihiniz en erken 20.11.2021 tarihi olacaktır.(borçluya tebligat yapıldıktan sonra 1 ay geçmesi gerekiyordu ve bu arada Kasım ayı nafaka ödeme tarihi de geçti.) Buna göre Ekim ve Kasım ayı nafaka ödeme yükümlüğünü yerine getirmeyen takip borçlusunu İcra Ceza Mahkemeleri’ne yazmış olduğunuz bir dilekçe ile şikayet edebileceksiniz. Ancak Marttan Ekime kadar olan birikmiş nafakalarınız adi alacak niteliğinde olduğundan bu nafakaları ödememek suç oluşturmaz.


Şikâyet ettikten sonra ödeme yapılması halinde İcra İflas Kanunu’nun 354. Maddesine göre ceza tüm sonuçları ile düşürülecektir. Her ne kadar hak vermesek de güncel kararlarda ceza davası açıldıktan sonra ödeme yapılması halinde nafaka alacaklısının vekili lehine vekâlet ücretine hükmedilmemektedir. Ayrıca borçlunun şikâyet tarihinden sonra herhangi bir tarihte nafakaları ferileri ile birlikte ödemesi halinde yapılan yargılama giderleri de nafaka alacaklısının üzerinde bırakılmaktadır. Kanaatimizce bu durum hak arama özgürlüğünün ihlali niteliğinde ise de güncel uygulama ne yazık ki bu şekildedir. Zaten maddi güçlük içerisinde bulunan nafaka alacaklısı, nafakanın ödenmemesinden dolayı şikâyet hakkını ücret ödemek suretiyle kullanmakta iken üzerine bir de ceza davası açıldıktan sonra ödeme yapılması halinde verilen düşme kararı ile yargılama giderlerinin nafakaya muhtaç kişinin üzerinde bırakılması hakkaniyetli bir yaklaşım olmamıştır. Ancak şunu da belirtmeliyiz ki yapılan ödemenin yalnızca şikâyet konusu ayların nafakası olması cezayı düşürmeye yetmez. İcra Dairesi tarafından yapılacak kesintiler de hesaplanacak ve o şekilde ödeme yapılacaktır. Ödeme yapıldıktan ve dosya kapandıktan sonra yeniden aylık nafakanın ödenmemesi halinde, icra takibinin yapıldığı yerdeki yetkili İcra Ceza Mahkemeleri nezdinde yeniden şikâyetçi olabilirsiniz. Nafaka yükümlülüğünü ihlal suçundan şikâyetçi olma sayısının sınırı yoktur.



Av. Harika Emine ERYİĞİT ASLAN

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page